SANAT TUTKUNLARINA ÖNERİLER: EN İYİ SANAT BELGESELLERİ

inci küpeli kız

27.03.2019

EN İYİ SANAT BELGESELLERİ

Sadece sanat eserleri değil, sanatçıların hikayeleri de ilham verici ve şaşırtıcı olabiliyor. Son yıllarda izlediğimiz sanat belgeselleri arasında kayıp sanatçıların izini süren, dünyaca ünlü sanatçıları yakından tanımamıza imkan sağlayan ya da bizi yeni sanatçılarla tanıştıran filmler var. Sevdiğimiz sanat belgeselleri arasından birkaçını sizin için seçtik.


Visages villages / Faces Places | 2017, JR & Agnès Varda


Dünyaca ünlü sokak sanatçıları arasında önemli bir yeri olan JR‘ın adını bilmeseniz de, işlerine rastlamamış olmanıza imkan yok. Fransız sokak sanatçısı JR., usta yönetmen Agnès Varda ile güçlerini birleştirdiği bu belgeselde, Fransa kırsalında birçok köy ve kasabaya uğruyor. Yolda geçirdikleri süre boyunca uğradıkları her yerde insanların ve sokakların anlattığı hikayeleri dinliyor, bu hikayelerin onlara hissettirdiklerini filmlerine ve JR.’ın imzasını taşıyan çalışmalarla duvarlara yansıtıyorlar. Faces Places sadece bir sanat belgeseli değil, doğa-insan ilişkisinden feminizme, tarihten teknolojiye birçok alanda söyleyecek sözleri olan ve bunları sanatsal üretim aracılığıyla söyleyen bir film.





Finding Vivian Maier | 2013, John Maloof & Charlie Siskel


Genç bir tarihçi olan John Maloof, bir gün bir müzayededen, oldukça uygun bir fiyata, bir koli dolusu fotoğraf ve negatif satın alıyor. Fotoğrafları inceledikçe, ne kadar başarılı olduklarını, çok yetenekli bir fotoğraf sanatçısına ait olduklarını düşünüyor. Fotoğrafların sahibi olduğunu öğrendiği Vivian Maier‘in izini ne kadar sürerse sürsün, sıradan bir çocuk bakıcısının hikayesi dışında hiçbir şeye ulaşamasa da, ulaşabildiği bir şey var: New York’un altını üstüne getirerek bulduğu onlarca koli, Maier’e ait belgeler, eşyalar ve toplamda 100 bini aşkın fotoğraf… 20. yüzyıl fotoğraf sanatının en gizemli isimlerinden biri, hikayesi ve eserleri, bu araştırma ve takıntı sayesinde ortaya çıkmış oluyor. Yer yer bir dedektiflik hikayesi gibi izleyeceğiniz, yer yer New York’un farklı bir dönemden manzaralarına nostaljiyle bakacağınız bir film Finding Vivian Maier.





Cutie and the Boxer | 2013, Zachary Heinzerling


Sanat belgeselleri önerilerimiz arasında olabilir ama bu aynı zamanda büyük bir aşk hikayesi! 40 yıldır evli olan ve tüm vakitlerini bir arada, New York’taki daireleri ve stüdyoları arasında geçiren Ushio ve Noriko Shinohara birbirlerine de, sanata da deli gibi aşıklar. Zamanla farklı istekleri, kariyerleri için farklı planları zıtlıklara neden olsa da, birbirlerini sevdiklerini alevli tartışmalarını izlerken bile görebiliyorsunuz. Cutie and the Boxer, biri tutku ve enerji gerektiren tekniğiyle elde ettiği eserlerini ticari olarak değerlendirme hevesine kapılmış, diğeri ise yıllardır hayalini kurduğu kişisel projesini hayata geçirmek için uğraşan bu iki insanın hayatlarından içeri davet edecek sizi.


Tim’s Vermeer | 2013, Teller


Birçok farklı alana ilgili, birçok farklı konuda bilgili ve üretmekten, araştırmaktan, keşfetmekten, icat etmekten bıkmayan, yaratıcı insanlar için kullanılan “Rönesans İnsanı” kavramını duymuşsunuzdur. İşte, Tim Jenison, günümüzün Rönesans insanlarından biri. Yıllarca süren çalışmaları ve buluşları ona para kazandırdıkça, kazandığı parayı yeni buluşlar yapmak için harcamış. Tim’s Vermeer, bu zeki, meraklı ve üretken adamın takıntılarından birine odaklanıyor: “Vermeer’in tablolarında kullandığı teknik neydi?” sorusu. Tim, bu sorunun cevabını bulmak için hem parasının hem de zamanının kayda değer bir kısmını harcıyor; 17. yüzyıl ressamıyla aynı koşulları elde etmek için stüdyosunu dönüştürüyor, aynı ışığı sağlamak, tuvalde birebir aynı sonuçları elde etmek için çok çalışıyor; bir anlamda hakkında hiçbir şey bilmediği sanatı anlamak için hakkında çok şey bildiği bilimi kullanıyor. Sanat belgeselleri daima yeni sürprizlerle dolu olabiliyor, ama Tim’s Vermeer‘in farkı, bu sürprizleri bir sanat tarihi ya da bir atölye dersinin akışının ortasında karşınıza çıkarması.





Ai Weiwei: Never Sorry | 2012, Alison Klayman


Günümüz Çin sanatı dendiğinde akla gelen ilk isim, kısa bir süre önce İstanbul’da da eserleriyle buluştuğumuz Ai Weiwei kuşkusuz. Sanatçı, hem provokatif ve toplumsal problemlere işaret eden hem de mizahı, Çin geleneklerini ve en yeni mecraları harmanlayan bir sanatsal üretime sahip. Fakat aynı zamanda yıllardır, sansürcü ve baskıcı Çin hükümeti ile sorunlar yaşıyor, mücadele ediyor. Ai Weiwei: Never Sorry, sanatçının 2000’lerin sonları ve 2010’ların başlarında hazırlandığı sergileri, ürettiği işleri ve hükümetle yaşadığı sorunları bir arada sunarak, çağımızın en önemli sanatçılarından biri hakkındaki merak edilenlere ışık tutuyor.





Exit Through the Gift Shop | 2010, Banksy


Sanat dünyasının en gizemli sanatçılarından Banksy, yıllardır anonim kalmayı, yüzünü göstermemeyi başardı. Üstelik yönettiği Oscar adayı bir belgesel film olmasına rağmen! Exit Through the Gift Shop, sokak sanatçısı olmaya ve dünyaca ünlü sokak sanatçılarının arasına karışmaya hevesli bir adamın hikayesini anlatıyor. Aslında bu adamın niyeti Banksy’nin de aralarında bulunduğu grubun içine girmek, onlardan biri olmak ve tüm bu süreci bir filmle belgelemek. Fakat Banksy erken davranıyor ve kamerayı bu heyecanlı adama doğru çevirerek hem sokak sanatı hem sanat piyasası hem de bir araya gelmesi pek mümkün gözükmeyen bu iki kavramın kesiştiği alanların perde arkasını gözler önüne seriyor. Buzlanmış bir yüz ve müdahale edilmiş bir sesle de olsa Banksy‘i kamera önünde görebileceğiniz, oldukça eğlenceli ve merak uyandırıcı bu filmi kaçırmayın!


HIZLI BAĞLANTILAR