FİLMLERDEN STİL DERSLERİ

Tom Ford'un yazıp yönettiği film, aslında Austin Wright'ın Tony & Susan isimli romanından uyarlama. Filmde ana karakterimiz Susan'la birlikte eski kocasının ona ithaf ettiği yeni romanının içine dalıyoruz. Film ne kadar karanlık olsa da, Tom Ford sayesinde bir o kadar da etkileyici kostüm ve set tasarımına sahip.

Spike Jonze'un yakın gelecekte geçen alışılmadık aşk hikayesinde, baş kahramanımız Theodore, bir bilgisayara aşık oluyor. Jonze'un gözünden gelecekte neler giyeceğimizi de bu film vesilesiyle öğreniyoruz.

F. Scott Fitzgerald'ın ironik kitabından ikinci kez sinemaya uyarlanan filmdeki tüm kostümler Brooks Brothers imzasını taşıyor. Yönetmen Baz Luhrman'la, Gatsby'i canlandıran Leonardo DiCaprio ve Nick Carraway'i oynayan Toby Maguire'ın performansları sayesinde filmi bu listeye koymadan edemiyoruz.

18. yüzyılın kuşkusuz en stil sahibi kadını Marie Antoinette'ti. Trajik ölümüne kadar, Versailles Sarayı'nda giydiği kıyafetler, yaptırdığı saç ve makyajlar hala konuşuluyor. Bu filmde onu Sophia Coppola ve Kirsten Dunst'ın cuk oturan yorumuyla izliyoruz.

Bu filmden henüz haberiniz olmayabilir. Aslında düşük bütçeli bağımsız filmlerden olsa da, hafiften deli karakterleriyle hemen kalbinizi çalıyor. Kahramanımız Ingrid. Başına gelen birkaç şanssızlıktan sonra, Batı'ya taşınmaya karar veriyor. Instagram'dan takip edip obsesyonu haline gelen sosyetik güzel Taylor'la arkadaş oluyor...

Ryan Gosling ve Emma Stone'u bir araya getiren ilk film olan Crazy, Stupid, Love'da birçok alışverişe gitme sahnesiyle karşılaşabilirsiniz. Filmi stil sahibi yapan en önemli etkense Gosling'in çapkın karakteri oluyor.

Alfie aslında 1966'da çekilen ve Michael Caine'in oynadığı bir filmdi. Bu versiyonunda Alfie'yi Jude Law'un karizmatik yorumu ve Mick Jagger'ın besteleriyle izliyoruz. Filme Sienna Miller ve Susan Sarandon'da eklenince ve çekim yeri de New York olunca, zaten otomatik olarak stil sahibi filmler listesine giriş yapıyor.

Alicia Vikander'a En İyi Yardımcı Kadın Oscar'ını kazandıran filmde evli bir çift olan iki ressamın hayatı anlatılıyor. 20. yüzyılda Danimarka'da geçiyor ve Eddie Redmayne'nin canlandırdığı ilk trans kadın olan Einar Wegener/Lili Elbe'nin değişimine odaklanıyor.

Wes Anderson'ın tüm filmlerinin kendine has bir stili olduğunu biliyoruz. Bu stil The Darjeeling Limited'da tavan yapıyor. Babalarının ölüm yıldönümünde Hindistan'da 'kendilerini bulmak' adına uzun bir tren yolculuğuna çıkan üç kardeşin öyküsü anlatılıyor.

Nicolas Winding Refn'in yönettiği film Los Angeles'ın acımasız moda dünyasında geçiyor. Güzellik uğruna insanların ne kadar ileri gidebileceğini bu filmde anlayabilirsiniz.

Geçtiğimiz aylarda hiçbir ödül töreninden eksik olmayan ve en az bir ödülle yoluna devam eden film İtalya'nın küçük kasabası Crema'da 1980'lerin başında geçiyor.

Eski bir bağımsız film klasiği olan Charlie Bartlett'i birkaç sene önce aramızdan ayrılan Anton Yelchin canlandırıyor. Filmin konusuysa şöyle: Gittiği tüm yatılı ve özel okullardan atılan Charlie en sonunda yaşadığı civardaki devlet okuluna gönderilir. Burada öğrencilere, psikologluk yapmaya başlar ve bir de okul müdürünün kızına aşık oluverir.