BEYNİNİZİN SAĞINDA YA DA SOLUNDA DEĞİL, YARATICILIK İÇİNİZDE

BEYNİNİZİN SAĞINDA YA DA SOLUNDA DEĞİL, YARATICILIK İÇİNİZDE

03.06.2017

BEYNİN “DUYGUSAL SAĞ LOBU VE RASYONEL SOL LOBU” MİTİ TARİHE KARIŞMAK ÜZERE.

Sabah uyandığınızda, sıcak ve güzel bir fincan kahvenize uzandığınız o an, onu sağ elle mi sol elle mi kavrayacaksınız? Peki ya diş fırçanız, çatalınız, ev anahtarınız? Direksiyonla ilk buluşan el hangisi olacak? Zaman içinde yerleşik bir inanca dönüşse de beynin “duygusal” sağ lobu ve “rasyonel” sol lobu miti tarihe karışmak üzere. Bu zamana kadar hazırlanan testleri, yazılan makaleleri unutmanız ve geçtiğimiz ay yayınlanan yeni bir çalışmadan çıkan sonuca kulak vermeniz gerekebilir.


Hepsi Minik Bir “Hata” ile Başladı


Almanya, Hollanda ve Güney Afrika’dan katılan araştırmacıların gerçekleştirdiği bu çalışma, zihnimizin sözel ya da sayısal karakterde olup olmayacağının nörolojik gelişimimizle pek bir bağlantısı olmadığına işaret ediyor. Aksine hangisine daha yatkın olacağımız, henüz dünyaya gelmeden önce, omurga içerisinde gerçekleşen bir gen aktivitesi esnasında şekilleniyor.

Duygu mu Mantık mı? Hiçbiri...

Duygu mu Mantık mı? Hiçbiri...

Araştırma, anne karnındaki bebeklerin omuriliklerinin gelişmeye başladığı süreçte (8-12 haftalar) bu bölgedeki gen ifadeleri sıkı takibe alınarak gerçekleştirildi. Oysa bu yeni çalışmaya dek, sağ el ile sol arasındaki mücadelede kimin “galip” geleceğinin, beyindeki gen ifadeleri üzerinden belirleneceği düşünülüyordu. Gözler kafatasına kilitlenedursun, omurilik bölgesindeki sıkı takip sonucu, bilim adamları daha önce fark edilmeyen asimetri/bozulma fark etmiş. Bu yeni keşfin yapıldığı bölge, beynin motor korteksi (hareketten sorumlu bölümüne) ile bağlantıya sahip. Ayrıca omurganın tam ortasında yer alan bölümün; ellere, kollara, bacaklara ve ayaklara, bir kişinin sağ elle mi sol elle mi yazacağını belirleyen uyarı sinyalini (electrical impulse) yolladığı da tespit edilmiş.

Dış Dünyanın Keşfi

Buna ek olarak, bilim adamlarının radarına takılan bu asimetri, beklenenin aksine genetik mutasyonlardan çok, bebeklerin anne karnındayken çevre tarafından maruz kaldıkları etkiler sonucu oluşuyor. Bu dışsal (epigenetik) etkilerin ne olduğu ya da olabileceği henüz tam olarak belirlenemese de bu etkilerin bebeğin enzimlerinin nasıl çalışacağını ve kendilerini ne şekilde ifade edeceklerini belirlediğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumun da omurgada gelişen asimetriyi etkileyen gen aktivitesini etkilediği düşünülüyor.